alev'in dünyası

Thursday, August 03, 2006

biten tatilin ardından 2,

Haydi bakalım,bunlar da sıcağı sıcağına resimler.... Zaten blogda yapabildiğim tek atraksiyon da resim eklemek.Teknoloji özürlü olaraktan ben bunu bile yapabildiğime şaşıyorum aslında. Bankada çalışırken printerla bile boğuşurdum resmen, uğraşsam tabiki yaparım ama, tembellik varya işin ucunda, ondan bu haldeyim zaten...

Burası Ilıca Camping, bungalovların bir kısmı, bunlar küçük olanlar.
Burasıda muhteşem bahçesi, biz burda sabahları uzanıp keyif yaptık, akşam üzerleri kızlarla top oynadık, gece de Çitos'la beraber iğrençlik yapıp, kabak çekirdeği, diyet kola ikilisine takıldık, bir kere yaptık ama sıkı yaptık...
Bunlarda yelkenci gençler, bunlar galiba büyük olanlar...(Laser küçükler optimist büyükler galiba, ama emin değilim.)
Burası Türkiye'nin incisi diye bahsedilen Marmaris plajlarından biri, İçmeler plajı ki,biz burdaydık...Hemen arkamızda Coco Beach oluyordu, oradaki şezlonglara yayılıyorduk... Mayosunu değiştirirken biyerlerim gözükecek diye içi giden Elma Şekeri önce sedir adasında üstsüzleri gördü, ondan sonra da İçmelerdeki üstsüzleri görüp, kendini aşarak, havluya sarıp sarmaladığı bedenini sarıp sarmalamaktan vazgeçerek, etrafa nü görüntüler vermekten hiç rahatsız olmadı.
Alttaki resim de yine Ilıca Camping'den, plajdan bir görüntü,burda da sağda bayraksız taraftaki ilk şezlonglara yayılıyorduk, burdan eve geçmek daha kolaydı da... Kızların ihtiyaçları bitmiyordu çünkü...


Toplu halde olunca, çok güzel görünüyorlar, tekne turunda çok görmüştük bunlardan, insan heves ediyor yapası geliyor, becerebileceğimden emin olsam buradakine başlardım ama ben kabiliyet anlamında sıfır olduğumdan düşünmek istemiyorum. 20 saat tenis dersi aldım yıllar önce topu karşıya geçiremedim, hocada Alev Hanım siz daha fazla para harcamayın dedi. Olay bundan ibarettir yani...

Alttaki resim de ilk göz ağrımız Çınar. Yanındayken kıymetini hiç bilemediğim, uzaklaşınca özlediğim, başka denizlere girdiğimde hiç keyif alamadığım ve ''nerde bizim Çınar''ımız dediğim eşşiz yer... (Cumartesi-pazarları ayrı tutarak söylüyorum tabiki.Özellikle pazar günleri bu eşşiz su çamura dönüyor, ancak pazartesi sabahı kendine gelebiliyor.)