alev'in dünyası

Sunday, August 06, 2006

misafirimiz gitti


evet, geldi ve gitti...
Dün sabah Hakan gene mağazaya gitti erkenden, ben de mimardan gelecek olan mobilya çizimlerini bekledim evde, bu arada beklerken vakit geçsin diye temizlik yapmaya başladım, kaptırmışım kendimi, öğlene kadar uğraştım, bu arada Züüü mesaj atmış sabahın dokuzunda ben yola çıktım, gelince ararım kuaförde buluşuruz diye. Ben temizliği bitirmek üzereyken Hakan aradı mail'ime bakarmısın gelmiş olması lazım çizimler dedi, o sırada fark ettim ki, Züüü mesaj atmış, Hakan'ın mail işini hallettim, Züüü'yü aradım ne zaman attın mesajı şimdi nerdesin diye, bu arada hava zaten cehennem gibi sıcak, trafiğim karışınca daha bir sıcak geli bana. Züüü yemekteymiş,beni bekliyor, Hakan beni bekliyor ustaya çizimlerigötürmemiz lazım ve pazarlık yapmamız lazım, anında kördüğüm oldum tabi, yani dedim bu kadar olur, teker teker gelsenize, bu arada toz alma işim yarım kaldı onu da halledim evden çıkmam lazım, fena karıştım yani. Dur dedim kendi kendime, sakin ol, no panik... Önce paldır küldür yarım kalan toz alma işini dostlar alışverişte görsün misali hallettim, duş işini de hallettikten sonra, gri eşofman, beyaz t-shirt ve beyaz ayakkabılardan oluşan formamı giyip önce kendimi attım kuaföre, Züü de gelmiş boya badana işi başlamış, hemen programı yaptık, işi biten Alsancak'a gidecek, orda buluşacağız, Züüü'nün malum düğünde giyeceği ciciyi alacağız... Bu arada, Züüü'nün üzerindeki kılık da benimkiyle aynı, sadece ayakkabı renklerimiz farklı, çok güldük halimize...Kızılay giydirmiş gibiydik resmen, ama olsun pek takdığımız söylenemezs bu durumu... Dost olduğumuzu anlasınlar diye böyle giyindik şeklindeki geyiğimizi döndürmeyi de ihmal etmedik tabiki de.
Neyse, Züüü'den ayrılıp kocama koştum Alsancak'a, attım kocayı arabaya ver elini Karabağlar, işimiz tahminimizden kısa sürdü, tekrar Alsancak'a döndüğümüzde Züüü daha gelememişti, bu arada saat akşamın altısı oldu,hava halen cehennem gibi sıcak, bu sıcakta mağaza dolaşmaktan hiç hazzetmeyen kocam bizimle beraber kuzu kuzu dolaştı, gıkını çıkarmadı,sebebi ise, mağazalarla ilgilendi, satılanlarla değil satılmayanlarla, parkelerin rengi, dış çephe, kabinler vs.vs. Bizimki ile karşılaştırmak için , biz de rahat rahat alışverişimizi yaptık...
İzmir'in trendy mağazası Mango, Zara, Home Store, Stefanel,Sisley, İpekyol,Park Pravo, Thop Shop ve daha bisürüsü dolaşıldı ama hiç bir şey bulunamadı, benim bugüne kadar merak edip içine bile girmediğim Ali Erez mağazasında süper bir elbise bulundu ve derhal alındı, Züüü'ye de acayip yakıştı, zaten 38 beden olunce insan her bişey yakışıyor, nazar değmesin k.çını kaşı...
Çok yerinde bir dekoltesi var, mavi ve mavinin tonlarında çizgili bir kumaş ipek gibi, uçuşan türden,pek güzel yani...Önümüzdeki cumartesi gecesi Martı Resort 'de fırtına gibi esecek bizim çıtır.yeni röfleli saçlara dağınık bir topuz, yeni elbisemiz, topuklu pabuçlar daha ne olsun...

Alışveriş bitti, bizim mağazaya gidildi, henüz yıkık dökük olduğundan ve hiç bir şeye benzemediğinden içeri bile girilmeden önünde saygı duruşunda bulunularak arabaya doğru ilerlendi ve ver elini Bostanlı. ne için, bir Züüü klasiği olan ve her İzmir seyahatinde yapılan şey hayata geçirildi ve Altın Kapı'da döner yenildi, ben daha az kalorili olsun diye başka bişey istedim ama döner yesem daha iyi olacaktı... Ben pek döner sevmem ama kırk yılda bir yediğinde de (en son 2-3 sene önce yemişimdir herhalde, Ankara'da HD vardır orda) Altınkapı'yı tercih ederim yediğim zaman, ama herhalde bir daha kolay kolay gitmem, servis çok özensizdi, maalesef bize hizmet veren garson pek bir kaba ve hoyrattı, hoşlanmadık ama lezzet iyiydi, bu sıcakta ağır yemekler çekilmiyor ama, Züüü için çiğ tavuk bile yenir gerekirse.
Sonra, eve geldik, bizim evde kullanılamasın diye yapılan kocaman bir teras var, orda oturduk, pek bi güzeldi, gece bir konuğumuz daha vardı, dört kişiydik, gece 3 ü geçiyordu uyuduğumuzda... Sabahta, aylardır peynir, salatalık,domatesten oluşan sade kahvaltılarımızdan sonra midemize bayram ettiren mükellef bir sofra hazırladık, iyi yedik, yedim pişmanın, ama sabah geri gelse, muhtemelen gene yerim...Kahvaltıdan sonra diğer arkadaşımız LCD TV almak istiyordu, gittik,aldık,iyigünlerde kullanır inşallah. Sonra, İkea'ya gittik, kalabalıktı, ama artık ben keyif almadım bu sefer, çünkü artık, tüm ürünleri ezberledim, yenilik bekliyorum.Züüü Ebru'nun siparişlerini halletti İkea'dan. Sonra da gitti, sadece arkasından baka kaldım... keşke o da burda yaşasaydı, çocukluğumuzdan beri arkadaşız, beraber büyüdük, pek çok konuda aynı kaderi paylaştık, aynı şeyleri beğendik,aynı şeylere güldük, aynı şeyleri tiye aldık, dostluğumuz boyunca hep uzun uzun ayrılıklarımız oldu, ben hep onu terkedip başka başka şehirlere gittim, ama her buluşmamızda hiç ayrılmamışız gibi, kaldığımız yerden devam ettik... Sa'ol arkadaşım herşey için...

Alev'in notu: Arkadaşımın hayatında güzel şeyler oluyor galiba, onun adına çok seviniyorum...

1 Comments:

At 2:39 AM , Anonymous Anonymous said...

Enjoyed a lot! your virus protection status is bad baloon Carolina stars baseball whitmire artest anti virus

 

Post a Comment

Subscribe to Post Comments [Atom]

<< Home