alev'in dünyası

Saturday, August 05, 2006

yoğun ve yorgun

Bu hafta çok yoğun ve de yorgun geçti. zaten dışardaki hava fırını aratmayacak derecede sıcaktı. İşimiz de hep sokaklarda olunca, akşamları eve dayak yemiş gibi döndük karı koca. Bu kadar koşuşturmaya rağmen ortada da hiç bir şey yok. Hoş henüz kullanılacak malzemeleri seçiyoruz,asıl işin zor kısmı bu, malzemeler hazır olunca ustalar tıkır tıkır halledecekler diye düşünüyorum. Mimar da bir türlü çizimleri ginderemedi, o yüzden mobilyacı da raflar vs. için işe başlayamıyor, inşallah bugün çizimler gelir de mobilyacı ile de anlaşırız. Hakan ayın yirmisine kadar açarız diyor ama ben ümitli değilim. İnşallah onun dediği gibi olur.
Hakan gene sabahın köründe gitti, ben mimardan gelecek faksı bekliyorum, eğer bugün akşama kadar gelirse mobilyacıya gidip o işi de halledeceğiz.

Bugün Züüü gelecekti ama aramadı, gelmeyecek mi acaba? Genelde mesengerden konuştuk bu hafta son 2 gündür de hemen hemen hiç online olamadım koşuşturmaktan, araşamadık da, inşallah ters bir saatte aramaz, muhtemelen kuaföre gidince arar onun kuaförde bana yakın , en kötü ihtimalle kuaförde buluşuruz. Önümüzdeki hafta da Muğla'dan bir arkadaşı evlenecekmiş ,havalı da bir tören olacak anlaşılan, kıyafet olayına girmesi lazım, mevcutlardan giymek istemiyor ,kesin bugün burda yani.Bizim asortik hatun saçını boyatmak için buraya gelir, hoş eskiden ben de öyle yapardım, Marmaris'de çalışırken,saçımı boyatmaya Ankara'ya giderdim. Alışkanlık meselese, insanın kuaförü ve terzisi çok önemlidir derlerdi büyüklerim. Hoş terzi tarihe karıştı ama özellikle saçlardaki nazar boncukları yani aklar artınca, kuaför özellikle hanımların en vazgeçemediği şey oluyor haliylen.....

Ayhan (Çİtos''un kocası) pazar akşamı dönüyor Ankara'ya ... Ayhan pazar gideceğine göre, Çitos ve Elma Şekeri'de en geç salıya burda olur herhalde. Çirkin Ördek yavrusu ananeyle kalacak, o yüzden biz rahat olacağız burda.Zaten tadilat ile ilgili benim işim kalmıyor artık, en fazla pazartesi de granit ve parke işini de halledersek ustalarla boğuşma işi Hakan'a kalıyor. Benim gitmeme gerek kalmaz, ya da ara sıra uğramam yeter. Zaten biz de gün boyunca oralarda oluruz, sorun olmaz yani...

Ama bir kere daha anladım annemle babamın ne kadar bunaldığını inşaat işleriyle. Ne zormuş bunlar ya, annemler de hayatları boyunca, en azından yılda bir kere bu tür işlerle uğraştılar, hoş onlar bu işi keyifle yapıyorlar ,zevk alıyorlar ama, zor işlermiş bunlar.

Biraz da diyetten bahsedelim bakalım,hiç gönlüm yok ama, dün Nur'a uğradım, beni acayip incelmiş buldu, ama hala tartıya çıkamadım, sokaklarda olunca, yemek düzenim bozuldu, akşam geç saatlerde yiyoruz, dışarda da makul şeylerle (tost gibi, simit gibi) karnımı doyuruyorum ama, nalet olası bir bünyem olduğu için ne yesem göbek ve yağ olarak geri dönüyor maalesef. Ama, yarın sabah çıkacağımtartının tepesine ve yüzleşeceğim gerçeklerle. Bu arada, evdeki düzenimiz değişecek tamamen. Ben evde iken çok güzeldi düzenim, günde 3 ana, 3 de ara öğünüm vardı ve sebzemi, salatamı, meyvemi hep saatinde ve ev usulu yiyordum, gayet de sağlıklı idi, ama artık zor bir işe giriyorum düzenim de haliyle bozulacak ama ne yapalım artık ilk başlarda biraz düzen bozulur ama sonra oturturuz. Zaten en kısa zamanda da evi iş yerine yakın biryerlere taşıyacağız, zaten şimdi oturduğumuz ev satılınca taşınmak gerekecekti, belki biraz erken taşınırız artık, belki de ev bizden önce satılır belli mi olur.Kısmet işi bunlar.

Ama tüm bunlar hikaye, önemli olan işlerin iyi olması, çok ağır bir yükün altına girdik, hem maddi hem de manevi, inşallah hayırlı olur...

0 Comments:

Post a Comment

Subscribe to Post Comments [Atom]

<< Home