alev'in dünyası

Friday, December 22, 2006

Ben tam bir TV hastasıyım...

Uzun zamandır düşünüyorum, TV dizileri yokken nasıl vakit geçiriyormuşuz diye,ya da televizyonda ne izlermişiz eskiden, nerdeyse her akşam takip ettiğim bir dizi var benim...
Pazartesi Beyaz Gelincik, Salı Binbirgece, Çarşamba Avrupa Yakası, Perşembe Hırsız Polis ve Cuma Hatırla Sevgili... Aslında eskiden ben Tv izlemezdim pek, Bir İstanbul masalı ile başladı dizi maceram, ondan sonra da dizilerden kendimi alamaz oldum, her sene eylül başında bu sene dizi takip etmek yok diye karar veririm, ama mutlaka bir tane eklenir izlediklerime, her biride 2-3 sezon ekranda olduğundan ve her sezonda yeni bi tane eklendiğinden sonu gelmiyor, işte böyle... Hatta Beyaz Gelincik ve Hırsız Polis bir ara sıkmaya başlamıştı beni ama resmen izlememek dizime ihanet etmek gibi geldi bırakmadım takip etmeyi, ve 1-2 haftadır yine aynı heyecanla takip eder oldum... Hakan'da hiç Tv izlemez, izlerse de film, Discovery ve national Geographic izler, o yüzden benim dizilerin olduğu saatlerde televizyonu bana bırakır, o bilgisayarıyla haşır neşir olur, benimle de ''yalan dolan şeyleri nasıl seyrediyorsun'' diye dalga geçer, ama napim seviyorum o yalan dolan şeyleri işte.Herhalde bir gün gelecek bıkacağım diye bekliyorum ama hiç bıkacakmışım gibi de gelmiyor benden söylemesi...

Thursday, December 21, 2006

Bu aralar üzerimde bir yorgunluk var ki anlatamam. Sabahları işe gelirken acayip zorlanıyorum, müm kün olsa akşama kadar yatıp uyuyabilirim. Herhalde geçtiğimiz hafta yorucu ve stresli bir hafta geçirdim ondandır.Yakında geçer, bıkkınlığımın ve yorgunluğumun aldığım kilolarla da ilgisi olduğunu düşünmüyor değilim aslında... Ben kilo aldığım zaman çok mutsuz oluyorum, karnımdaki şişlik rahatsız ediyor, sinirimi bozuyor, kıyafetlerimin içine giremiyorum ve daha neler neler. Bu kadar şey hissetmeme ve acı çekmeme rağmen yemek yemekten de geri kalmıyorum o ayrı.Zayıflamam lazım, estetik açıdan verdiği sıkıntıdan vazgeçtim artık, estetiğin öncesinde psikolojim altüst oluyor şişkolaşınca, allahım nolur bana yardım et, güç kuvvet ver de şu boğazıma hakim olabileyim...

Dün değil önceki gün çok eski bir arkadaşım geli mağazaya, Tülin, gerçekten çok önemsediğim ve değer verdiğim bir arkadaşımdır, İzmir'de Pamukbank'da çalıştığım günlerde birlikte çalışıyorduk, dert ortağımdı, o ucubik kurumda, babasının çiftliği gibi davranan garip yaratıklarla mücadele verirdik ikimiz, ben kaçtım Ankara'ya kurtuldum o bok çukurundan, o devam etti çalışmaya, ama sonunda başarmış ve emekli olmuş kurtulmuş. Kısada olsa eski günleri konuştuk, ikimizin de içinde hala kin var onlara karşı... Allah oradakilerle bir şekilde çalışmak zorunda olanlara güç kuvvet versin, hala aynı kurumdaymış aynı şahsiyetler...
Tulin'le evlerimiz birbirine çok yakınmış, inşallah görüşebiliriz bundan sonra...

Dün de aynı zamanda apartman komşum olan Abide geldi, gece rüyasında beni görmüş, anlattı rüyasını, güzel şeyler görmüş, rüyasında bizim mağazada yemek yiyormuşuz, sonra yaprak sarması yapıyormuşuz mağazanın içinde, Hakan yurtdışından çok güzel pırıltılı bir ayna getirmiş onu mağazaya yerleştirmişiz, kocaman bir sepet dolusu benbeyaz sarımsaklar görmüş filan falan... Ben k...nın açık kalmış olabileceğini düşündüm ama bilemiyorum artık, hayır olsun inşallah...

Yarın da Zü gelecek Milas'dan. O da artık Bodrum'da yaşamaya başlayacak, çok güzel bir yerde ev tuttu, bir aksilik olmaz ise taşınacak ve ilk misafirleri biz olacağız inşallah. Mevcut evi mobilyalıydı ve çok fazla eşyası yoktu, şimdi kiralayacağı ev mobilyasız ,yatak odası var, beyaz eşyaları da var, bir tek salon için oturma grubu alması gerekiyor. Yataş'da bir L koltuk beğendik, resimde çok güzel görünüyordu,ona bakacak.Hem çok modern görünüyordu hem de açılıp yatak olabilen modellerdendi. Bakalım resimdeki kadar güzel mi göreceğpiz. Aksilik ben bu hafta pazar günü de çalışıyorum, o kendisi dolaşır herhalde, belki akşam birlikte bakarız, duruma göre ayarlama yapacağız artık...

Annemler önümüzdeki hafta Akyaka'ya gelecekler, bayram ve yılbaşını orda geçirmek istiyorlar, havalar soğumasa bari de rahat etseler yazlık evde.Şömine yeterince ısıtmıyor evi, hasta olmalarından endişe ediyorum ama kafaya koydular bir kere mümkün değil vazgeçmeleri. Cumartesi günü Elma Şekeri'nin yılbaşı partisi yapılacakmış Ankara Sheraton Otelde, partiye katılıp pazar sabahı yola çıkacaklar yeni arabalarıya. !3 ocak da da Çitos'un arkadaşı benim de çok sevdiğim Belkıs evleniyor, 13 ocak'a kadar Akyaka'da kalıp, düğüne birkaç gün kala İzmir'e gelecekler, Çitos'lar da gelecek düğün için tabiki, sonra hep birlikte dönecekler Ankara'ya.Ben de onlarla giderim diye düşünmüştüm ama, bu durumda Çitos'lara bağlı benim gidişim. Çünkü, Çitos'lar uçakla değilde, annemlerle birlikte arabayla dönerlerse ben gidemem yer yok arabada.
Çitos'lar şubat tatilinde Dubai'ye gitmeyi planlıyorlar, aksilik olmazda giderlerse,benim gidişim onların dönüşüne göre olur artık, gitmişken onlarla da olmak isterim çünkü, Belkıs'ın düğününden sonra onlarla dönsem de olur aslında, bakalım duruma göre karar veririm artık,13 ocak sonrası olacağı kesin.

Monday, December 18, 2006

çok ruhsuzum bu aralar...

Evet, çok ruhsuzum bu aralar.Ne gelesim var, ne gidesim var, neden böyle oldum bilmiyorum. Geçtiğimiz hafta zor bir haftaydı, ondan önceki de stresli bir hafta, koca da burda değildi, sıkıntılarımın altından tek başıma kalkamadım herhalde, sıkıldım, bunaldım, çok yorgun ve ruhsuz hissediyorum.Bari yazayım da rahatlayayım diye uzun zamandır ihmal ettiğim blogcuğuma sarıldım bu aralar.Son 2-3 haftadır üzerimde bir bıkkınlık var, ne güzel 10 gün sonra tatile gidiyoruz ama hiç bir şey hissetmiyorum. Gitmeyiversek daha bile hoşuma gidecek. Bu aralar işler işstediğim gibi gitmediğinden de hevesim geçti ondandır diye düşünüyorum...
Bana kalsa, hergün evde yatıp yuvarlanmak istiyorum, iş stresi yaşamadan, hiç birşey düşünmeden.... İnsanoğlu da ne nankör oluyor değil mi, daha 3-4 ay öncesine kadar öfff artık evde çok sıkıldım tekrar çalışmak istiyorum diyen ben değildim sanki. Buna şımarıklık derler kızım başka açıklaması yok. Ama, bu hafta içinde birgün tatil yapayım bari en azından yarım gün kendime geleyim biraz...

Thursday, December 14, 2006

batsın bu dünya...

İnanamıyorum yaa,herşey bu kadar mı üst üste gelir, her şey bu kadar mı ters gider?
Bu aralar herşey ters gidiyor, sıkıntılar ard arda geliyor, oysa ben düzensizlikten belirsizlikten nefret ederim. Olaylar alıştığımın dışında akmaya başlarsa, beklentimin dışında seyretmeye başlarsa ayarım kaçar, yine böyle bir periyoddayım. İnşallah sıkıntıları çabuk aşarız, inşallah normale çabuk döneriz...

Tuesday, December 12, 2006

Üzgünüm...

Selam Günlük,

Geçtiğimiz hafta dayım ameliyat oldu, maalesef kötü haber geldi, dayım kansermiş.
Uzun zamandır rahatsızdı,ancak, çok ciddi bir şey değil diye düşünüyorduk, öyle bahsediyordu, meğer çok ciddiymiş rahatsızlığı...Mide ile ince bağırsak arasında ters bir yerde tümör tespit edilmiş ve çok acil alınması gerekiyormuş meğer. Hatta ameliyatın acilen yapılması gerektiğini söylemiş doktoru, ameliyata girereken %50 şansı olduğunu söylemiş doktoru, bunları bile bile ameliyata girmiş ve kimseyle paylaşmamış... Eşinden ayrılmıştı geçtiğimiz kış ve çocukları ile de arası pek iyi değildi. Çocukların başka seyler peşinde olduğunu filan söyleyen bazı aile büyükleri de var, ancak ben onlar kadar acımasız değilim çocuklara karşı. Onlar da zor günler geçirdiler diye tahmin ediyorum.
Allaha şükürler olsun ki, artık çocukları yanında, ona destek olmaya çalışıyorlar, eski karısı da hastanede onunla ilgileniyor, beraber olduğu kişi desebeple gelemiyormuş hastaneye, büyük teyzemle görüşüp haber alıyor galiba... Durum hastalık dışında da biraz karmaşık galiba, ama bunlar çok önemsiz şeyler, çok daha büyük bir dert var ortada...

Ameliyat oldu bitti, amaen sancılı ve zor aşama olan bu beter hastalığın hangi evrede olduğu tesbit edilecek, patoloji raporu bekleniyor, o da en iyi ihtimalle yarın çıkacak, inşallah durum çok feci değildir. Sonuç kötü tabi, ama bari kötünün iyisi gelse keşke. Daha genç sayılır, 56 yaşında...

Dayım çok kilo vermiş, yaklaşık 2 aydır su bile içse en geç 20 dakika sonra çıkarıyormuş. Kuzenlerim kendisi bişeyler olduğunun farkındaymış ,şimdi sadece ne olduğunu öğrendi diyorlar. Zor bir durum, babamda da bu beter hastalığın başka bir türlüsü var, 4 senedir bu hastalıkla yaşıyor, Allah'a şükürler olsun ters giden bişey yok, babamın ne hissettiğini çok iyi biliyorum, birlikte öğrenmiştik hastalığın ne olduğunu, ilk günleri çok sıkıntılıydı, sürekli espri yapan, hayat dolu olan babam gitmiş sanki yerine başka biri gelmişti, sanki o eski babam geri gelmeyecek diye çok korkmuştuk, ama moralle ,yaşama sevinciyle kendini kısa sürede toparladı babam... O günlerde de dayım babamla birlikteydi hep, o süreci yaşamıştı, inşallah o da babam kadar şanslı olur , hastalığı onun yaşam kalitesini düşürmez ve çok uzun yıllar sağlıkla yaşar...Babam ona model olur...

Wednesday, December 06, 2006

hareketli bir gün daha.

İşyeri bugün sakindi ama aile kanadında hareket vardı bugün.
Dayım uzun zamandır midesinden rahatsız ve needeyse bir aydır ameliyat olacak, hastaneden sürekli gün veriyorlar ama ameliyat bir türlü gerçekleşemiyordu, komedi gibi.Sürekli telefon trafiği yaşıyoruz , dün itibariyle teyzem haber verdi ameliyat yarın diye, artık dün aramadım dayımı, sürekli acil şifa diliyoruz ama ameliyat olmuyor bir türlü, ne kadar sinir bozucu bir durum,ne kadar stres çekiyordur kimbilir artık,bugün akşam üzeri aradım acaba ayılmışmıdır, telefona kim cevap verir diye düşünceler içindeyken aaa bir de baktım dayım telefonda, sesi de gayet normal geliyor, olay anlaşıldı tabi, bugün de olmamış, hastanede organ nakli yapılıyormuş o uzamış diğer ameliyatlar iptal olmuş.Eminim ki organ nakli önemli bir ameliyat ve mutlaka o ameliyatın önceliği vardır ve o yüzden diğerleri iptal edilmiştir ama sırasını bekleyen hastalarda sürekli stres halinde kalıyorlar o kötü.İnşallah yarın biter de kurtulur , yarın bir organ nakli daha varmış, aksilik olmasa bari. Annemle babam da gelecek cuma günü, dayım gelmene gerek yok demiş anneme ama, içi elvermedi herhalde gelmek istedi...

Tuesday, December 05, 2006

mutlu bir haberdi aslında, ama ...

Bu aralar günler gene çok hareketlendi, diyete başladım, aslında pek de başlamadım kendimi bildim bileli diyet halinde olduğumdanmıdır nedir bilemiyorum bşr türlü adam gibi devam ettiremiyorum, hakkımda hayırlısı...

Hakan Maraş'a gitti, bir arsa işleri var, en müsait Hakan'dı sanırım, o gitti, inşallah halleder ve tekrar gitmesi gerekmez, çünkü, şu arala mağazanın halledilmesi gereken işleri var, zamanlama biraz ters oldu sanki, ama olsun, geldiğinde halleder.Ayyyy, biran evvel benim dondurmamı kargoye versede yesem. (Dİyetteyim de...)Maraş'ta bir kaç gün kalacak ve ordan da Ankara'ya geçecek, herhalde bir hafta sürer seyahati.Bu aralar O'a biraz kırgın ve kızgınım aslında, detay yok, o kendisi biliyor sebebini, ama herzamanki gibi kabul etmiyor tabiki, gene yanlış anlayan benim, gene abartan benim, tabi bu sadece onun düşüncesi...(Gerçi ben buraya bu kadar kişisel ve özel şeyler yazmaktan hoşlanmıyorum, bu sefer yazdım ama tekerrür etmeyecek, bu seferlik idare et)Bu arada bir aksilik olmazsa perşembe akşamı Züüü gelecek ,inşallah gelir, perşembeye kadar da ben yalnızlıktan sıkılmış olurum, hafta sonunu beraber geçiririz eğlenceli olur...

Bu sabah kendisi ilşe ilgili ipucu vermeyeceğim bir kişiden aslında çok güzel bir haber aldım, ama bu haberin zamanlaması çok yanlış olduğundan sevinemedim, o da şoktaydı zaten. O kişi hamile, yani bir bebeği olacak, buraya kadar çok keyifli değil mi?Ama işin aslı öyle değil. O, yumurtalık kisti sebebiyle 4 defa ameliyat olmuş son 10 yıl içinde, ve doktorları bebek sahibi olma ihtimalinin olmadığını söylemişler, geçtiğimiz yıl evlenmiş, bebek sahibi olamayacağı gerçeğini kabul etmişlerdi,zaten pek yolunda giden bir evliliği yok, maddi sıkıntı içindeler,borçları da var aynı zamanda...Son bir haftadır adeti geçiktiğinden huzursuzdu ama hamile olabileceği ihtimali üzerinde de hiç durmuyordu...Meğer bu onu çok huzursuz etmiş olacak ki, dün kendisi test yapmış ve pozitif çıkmış, onun üzerine tahlil yaptırmış ve sonuç yine pozitif. Hemen kendisine çocuk sahibi olamayacağını söyleyen doktoru aramış, adam da ''kızım ne güzel işte çocuğun olacak'' demiş.İdrar testi yaptırmış sağlık ocağında, bu arada doktoru da sağlık ocaklarında yapılan testlere çok da güvenme gibi birşey söylemiş.Kesinlikle bebeği istemiyor, yarın doktora gidecek... O'na göre, şu an için çocuk sahibi olmak onun için en son düşünülecek şey, öyle diyor kendisi, bu arada beyin damarlarında da bir rahatsızlık var ve onun için sürekli kullandığı bir ilaç da var, ki, bu bebek için tehlikeli bir ilaçmış, yani durum o kadar karmaşık ki...Operasyon yaptırmaya kararlı gibi görünüyordu,(bu arada narkoz alması gerekirse ilacı bırakmak zorunda ve ilkacı bıraktıktan sonra da 15 gün geçmek zorundaymış, bu da başka bir sorun, inşallah bebek çok büyümemiştir) hatta doğurması için konuşmaya çalıştım ama, kızın o kadar çok problemi var ki, o da haklı sanki,en önemlisi de kullanmak zorunda olduğu ilaç, onu ömür boyu kesintisiz kullanması gerekiyormuş,hatta doktoru gel konuşalım biraz demiş, ama ''gidip kalp sesi, bilmem ne sesi dinleyecek durumda değilim, bu kadar duygusallığı kaldıramam,buna izin vermeyeceğim '' dedi... Ailesi de hiç aklı başında insanlar değil, onlara söylemeyecekmiş, bir de onlara dert anlatamam diyor, kocası da bebeği istiyor galiba, offff yaaaa, bu ne böyle, Türk filmi gibi, ama maalesef tüm bunlar hayatın ta kendisi.Yarın akşam birlikte doktora gideceğiz ,bebeğin ne kadarlık olduğunu filan öğrenmek için...İnşallah güzel haberler alırız.Bundan sonrası kendisinin ve eşinin karar vereceği bir durum...