alev'in dünyası

Monday, October 23, 2006

HERKESE İYİ BAYRAMLAR...

Sunday, October 22, 2006

yarın bayram...

Ne güzeldi çocukluğumun bayramları. Bayramlıklar alınırdı ne güzel, babaanneler, anneanneler, dedeler vardı, halalar, teyzeler, dayılar gelirdi, hep birlikte ne güzel geçerdi bayramlar. Şİmdi öyle değil maalesef, annemler Ankara'da, biz burda, tek başımıza, bu durumda bayram ne ifade eder ki insana... Benim bankada çalıştığım zamanlarda, bayram tatilleri yurtdışı seyahatleri demekti bizim için, o yüzden bayram filan anlamazdık, zaten turlarda insanlar birbirlerine selam bile vermezler ya, en azından ben hep böylesine rastladım,insanlar birbirleriyle gözgözer gelmeye bile tahammül edemezler, zaten ancak kahvaltıda belki karşılaşılır, orda da yiyeceklerin derdine düşüldüğünden kimse kimseyi farketmez,ama elinde bir alışveriş torbası gördüyse, ve allah muhafaza aradığı birşeyse hemen sorar nerden aldınız filan diye, o yüzden gavur memleketlerinde bayram filan farketmezdik zaten,şimdi tek başımıza kalınca sudan çıkmış balığa döndüm anlayacağın.

Herkese iyi bayramlar ve iyi tatiller...

Sunday, October 15, 2006

öylesine,,,

selam günlük,
Bu aralar sana hiç vakit ayıramıyorum, bana kızıyorsan da çok haklısın. Ama napim, onca zaman evde boş boş vakit geçirdikten sonra, birden bire böyle tempolu bir iş hayatına geri dönünce, sudan çıkmış balığa döndüm resmen. Hiçbir şeye yetişemedim, zamanı doğru kullanamadım, bunlar olurken de en iyici sadece işe yoğunlaşayım, bari orası düzene girsin kararı verdim, mağazacılık da ne değişik bir işmiş onu öğrendim...

Genel olarak işler iyi gidiyor,şimdilik memnunuz halimizden, daha iki ay önce açılan işyeri için işler fena gitmiyor, ben kendi kendime çok nazar değdiririm, bu konuda fazla konuşmamayım en iyisi. Bu arada, artık mavişehir'den kurtulduk, yeni evimiz diğerine göre daha küçük, eşyalar zor zar sığdı,cadde üzeri olduğu için oldukça gürültülü ama olsun, ben burda daha mutluyum, çünkü, daha önce defalarca da bahsetmişimdir, ben şehrin göbeğinde olmayı, insanlafrın arasına karışmayı, çarşı pazarın içinde olmayı seviyorum, o yüzden mavişehir bana uymuyordu, neyse, bitti gitti artık mavişehir... Şimdiki evimiz herşeyin öncesinde eve çok yakın, yürüme mesafesinde, bu bile bizim için çok büyük avantaj...

Taşınma sırasında, allahtan annem ve babam geldiler de çok rahat ettik.Ben taşınma sırasında mağazadaydım, annem, babam ve Hakan o işi hallettiler, ertesi günde ben evde annemle evin son şeklini oluşturdum, böyle bir iş bölümü yaptık anlayacağın...
Bu arada, iyi bir nakliye firması ile anlaşmıştık, hatta izmir'in en iyilerindenmiş ama maalesef onlar da fos çıktı, anlaşma sırasında bize gösterdikleri malzemeleri getirmediler, klasik kazık atma ortamı yaratmaya çalıştılar, be kardeşim biz sizi neden tercih ettik, eşyalarımızın zarar görmemesi için o malzemeyi kullanacaksınız diye tercih ettik, diğer şekilde taşınacak olsak neden 5 katı fazla para verelim ki dimi ama. Sonuç olarak bir gün gecikmeli taşındık, biz ısrarcı olunca show olsun diye gösterdikleri malzameyi ertesi gün temin ettiler de öyle taşındık...

Neden biz millet olarak hep böyleyiz, neden işimizi doğru dürüst yapmayıp, hep üçkağıtla iş b itirmeye çalışırız an layabilmiş değilim...(Tabiki istisnalar vardır, ama bunca sene ben o istisnalara hiç rastlayamadım...)

Sıkıntıları geçiyorum, günler eğlenceli geçiyor mağazada, çok şeker insanlarla tanışıyoruz,eğlenceli vakit geçiriyoruz, zaman zaman da bizi üzen durumlar da yaşıyoruz tabi, değişik davranışlı kişiler de geliyor ama yapacak birşey yok...

Şİmdilik bu kadar, önümüzdeki hafta yoğun olacağımızı tahmin ediyoruz, malum bayram geliyor, İstanbul önümüzdeki hafta müşterilere yetişemeyeceğimizi söylüyor, bakalım yaşayıp göreceğiz...

Tuesday, October 03, 2006

bugün benim doğum günüm...

Bundan tam 37 sene önce doğmuşum ben. Vay be, acayip büyük bir rakam dimi ama? Koskocaman 37 ama ben hiç de öyle hissetmiyorum...

Dün de evlilik yıldönümümüzdü, ne mi yaptık, hiçbişi, çünkü bu aralar trafik öyle yoğun ki, evlilik yıldönümü düşünecek hal de yok zaten, ve işin ilginç olanı, dün karşıyaka-alsancak arası arabada seyrederken uyandık kocamla birlikte, oysa bundan 3 sene evvel Paris konsolosluğunda kıyılan nikahtan sonra, karar verdik, her yıl 2 ekim'de paris'de olacaktık, ama bir kere bile gidemedik, ilk yıl Dubai işlemleri vardı gidemedik, vakit yoktu, ikinci yıl işler yoğundu, gidemedik, bu sene de mağazayı su bastı, ev taşınma işleri vardı, tabiki gidemedik, yarın sabah dataşınıyoruz o yüzden doğum günü kutlaması ile filan uğraşacak ne zaman var ne de hal, olsun, önemli değil zaten ben pek takılmam öyle kutlamalara, dert değil yani...